Adıyaman’ın Samsat ilçesinde 2018 yılında 5.4 büyüklüğünde meydana gelen depremle ilgili Adıyaman Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Senem Tekin, Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kemal Zorlu ve Proje Koordinatörü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ulaş İnan Sevimli’nin yer aldığı çalışmada, 6 yıl içerisinde 5’ten büyük bir deprem olasılığının yüzde 90’nın üzerinde olduğu söylenmişti. Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen iki büyük depremle büyük kayıplar yaşanırken, bölgede yeni bir deprem riski tartışmaları da başladı.
Türkiye’de 534 fay hattının bulunduğunu belirten Doç. Dr. Senem Tekin, şunları söyledi:
* Ülkemiz maalesef yıkıcı depremlerin yaşandığı, büyük depremler üretme potansiyeli olan aktif fay hatlarının bulunduğu bir alanda bulunmakta olup 534 tane aktif fay yer almaktadır. Bunların bir çoğu 6 ve üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip faylar bu bölgenin depremselliğine baktığımız zaman Adıyaman ve civarında bulunan aktif faylarda meydana gelmesi muhtemel depremlerin tekrarlanma periyotlarını doldurduğu bilinmekteydi.
* Paleosismoloji çalışmalarıyla fay hatları üzerinde detaylı araştırmalar yapılarak, her bir fay hattına ait detaylı çalışmalar yapılmakta ve yapılmaya devam edilmektedir. Çalışmalar kapsamında veya ampirik denklemler ile bizler zaten hangi fay hattı kaç büyüklüğünde deprem üretebilir bunları biliyoruz.
* Enerji sıkışmalarına baktığımız zaman bu bölgede zaten çok uzun zamandan beri beklenen bir deprem vardı. Aslında beklenen bir olay yaşandı. Tabii ki iki depremin peş peşe olması dünyada rastlanabilir bir olay değil. Fakat 7.7 büyüklüğünde gerçekleşen ilk depremin özellikle çok uzun süre gerçekleşmiş olması peş peşe 3 tane depremin gerçekleşmiş olması başlangıcından bitişine hem büyüklük hem de şiddeti herhangi bir düşüş olmaması sebebiyle çok fazla hasara, yıkıma ve can kaybına yol açtı.
* Bölgede Adıyaman tekeline baktığın zaman 100 kilometrelik tampon bölgede birçok büyük deprem üretme potansiyeli olan aktif fay hattı bulunmakta fakat gerçekleşen depremler ile büyük bir enerji boşalması yaşandı. Doğu Anadolu fay zonu yine Erkenek, Pazarcık segmenti, Sürgü fayı, Amanos Ölü Deniz fay zonu burada bulunan Bozova fay hattı gibi aktif fayların, Besni fayının 6 üzerinde deprem üretmesi de zaten muhtemeldi.
70 NOKTADA YÜZEY KIRIĞI OLUŞTU
* Bu yaşanan deprem jeoloji mühendisleri olarak bizleri aslında şaşırtan bir deprem değil. Dediğim gibi çok uzun zamandan beri tekrarlanan periyodunu doldurmuş faylardı. Bu fayların tek parçada kırılması, deprem üretmesi ve 2 tane depremin peş peşe gerçekleşmesi maalesef çok büyük oranda ölümcül sonuçlara sebep oldu. Büyük oranda yüzey kırığı olarak baktığımız zaman yaklaşık 70 noktada yüzey kırığı oluşmuş durumda. Bu depremlerden sonra yine 300 kilometrelik bölgeye baktığımız zaman yüzey kırığına çok net bir şekilde görünüyor “dedi.
* Büyük bir enerji boşalması var. Baktığımız zaman bu boşalma bu bölgelerde yine deprem olur veya olmaz tartışmaları yaratıyor. Bu kadar büyük enerji boşalmasının bizler jeoloji mühendisleri olarak 6, 6.5 ve daha üzerinde bir depreme artık bu bölgelerde uzun süre yaşanmayacağını düşünüyoruz.
* En son bu şekilde deprem 580 yıl önce meydana gelmiş ve tüm aletsel ve tarihsel deprem kayıtlarımıza baktığımız zaman bu bölgede bu şekilde büyük yıkımlara yol açan depremler yaklaşık 600 yıllık periyotlarda kendini tekrardan oluşturuyor.
* Çok sık şu soruyla karşılaşıyoruz: Bu bölgede artık tüm faylar aktivitesini doldurdu mu? Her fay kendi mekanizmasına göre çalışır. Çalışmayan faylarımız aktivitesini tamamlamamış faylar var. Bölgenin, yaşanan enerji boşalmasından dolayı en azından çok uzun yıllar nefes alacağını düşünüyorum ama Sürgü fayı olsun Malatya fayı olsun yine Bozova faylarımız olsun veya Güneydoğu Anadolu bindirmesi Narince segmenti gibi sekmenlerimizin kendi başına 6 ve üzeri deprem üretme potansiyeli bulunmakta ama bunları bugünlerde birkaç yıl içerisinde beklemiyoruz.
‘SONUÇLAR BUGÜN MAALESEF ŞAŞIRTMADI’
Son olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki deprem sonrası yapılan analiz sonuçlarını açıklayan Tekin, şöyle konuştu:
* 8 üzerindeki durumlarda şiddet değerlendirmesine baktığımız zaman yıkımları tabii ki bekleriz. Düzgün şekilde doğru yerlere yerleşmiş olsaydık, bina kat sayılarımızı düzgün belirlemiş olsaydık, binaların altındaki marketlerde kolonların kesintileri yapılmasaydı sonuçlar farklı olabilirdi.
* Bu şekilde eylemler yapılmamış olsaydı ‘başımıza gelmez’ değil de ‘ya başımıza gelirse ne yaparız’ diye yapılmış olsaydı bunları yaşamayacaktık. Bundan 3 ay önce Adıyaman Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz konferansta merkez ilçede bulunan 33 binlik bina envanteri üzerinde bizler risk analizlerini gerçekleştirmiştik. Yaptığımız risk analizlerinde binaların yüzde 70’ine yakınının yıkılacağını 6.5 üzerinde gerçekleşecek bir depremde ya da büyük oranda ağır hasarlı çıkacağını belirledik. Yaptığımız sonuçlar bugün maalesef hiç şaşırtmadı. (DHA)